Kriyoterapi (Yara Dondurma)

Kriyoterapi
  • 1 Beğeni (Beğeni)
    Loading...

Kriyoterapi (Yara Dondurma)

Daha iyi bilinen adıyla dondurma tedavisi ya da tıp literatüründeki adıyla kriyoterapi, hastanın vücudunda meydana gelen anormal dokuların dondurularak tahrip edilmesi mantığına dayanan bir tedavi yöntemidir.

İşlem, prob denilen bir aletin, rahim ağzı gibi, dondurulacak olan dokuya temas ettirilip sonrasında dondurma işleminde kullanılacak olan gazın bu aletin içinden geçirilmesi ve prob ucunun aşırı derecede soğumasıyla yapılır. Bu ısı -90 dereceyi bulur. Bu işlemin sistematiği aslında şöyledir: Soğutma esnasında kullanılan gaz uygulanan basınç sayesinde probun ucuna itilir ve burada hacim olarak genişler. Etraftan ısı çekerken probun ucu soğur ve doku prob ile temas etmiş olduğu için bu etki ile donar. Bu sistem içinde karbondioksit ya da sıvı nitrojen kullanımı uygundur. Dondurma işlemi ortalama üç ya da dört dakika sürer, bu işlem bir ya da iki kez tekrarlanacağı için yaklaşık olarak 15 dakika kadar sürer.

Kriyoterapi yöntemi en çok rahim ağzında oluşan hücresel farklılaşmalar ve/veya halk dilinde yara olarak isimlendirilen erozyonların tedavisi için kullanılmaktadır. Şu noktayı atlamamakta fayda vardır: Kriyoterapi yapılmadan önce mutlaka hastanın pap smear testi yapılmış olmalıdır.

Donan alanın derinliği ise genel olarak probun etrafından taşmış olan alanın çapı ile anı,eşit olur. Daire şeklinde olan bu alanın kenarlarında ısı ortalama -20 dereceye kadar düşse de bu ısı hücre ölümü için yeterli olmaz. Doğru ve etkili yapılan bir kriyoterapi işleminde,oluşan lezyonların %99.7 oranında tedavi edilir.

Neler hissedilir?

Rahim ağzında sinir uçları bulunmadığı için, bu bölge ağrıya ve acıya duyarsız bir bölgedir ve bu nedenle de herhangi bir acı hissedilmez. Fakat rahim bölgesinde adet sancısına benzeyen kramp gibi kasılmalar ortaya çıkabilir.Bu kramplar bir ya da iki dakika gibi çok kısa bir süre devam eder. Bunun için kriyoterapi işlemi öncesinde ve/veya sonrasında temel ağrı kesicilerin kullanılması genellikle işe yarar.yararlı olabilir. Sık görülmese de vajina içinde bir soğukluk hissedilse de yaşanan bu etki önemli değildir ve çok kısa bir süre sonra kaybolur.

Nasıl yapılır?

Hasta klasik jinekolojik muayene pozisyonunda muayene masasına yatar. Standart muayenede olduğu gibi vajinaya yerleştirilen ve spekulum adı verilen bir ekipmanla servikse ulaşılır. Sonrasında ise rahat bir şekilde görünür hale getirildikten sonra kriyoterapi işlemine başlanır.

Kriyoterapi esnasında en sık karşılaşılan probun kayması ve bu yüzden vajina duvarına temas etmesidir. Böyle bir şey yaşandığında ağrı hissedilebilir.Bunu engellemenin yolu uygun probu seçmektir.

Avantajları

– Kriyoterapi uygulanması kolay ve hızlı bir yöntemdir.

– Ekonomiktir.

-Poliklinik ortamında gerçekleştirilebilir.

– Anesteziye gerek yoktur.

– Kriyoterapi sonrası günlük hayata dönmek kolaydır.

-Doğurganlığı etkilemez.

Dezavantajları

– İşlem sonrasında bir ya da iki hafta şiddetli akıntı yaşanabilir.

– Kriyoterapi esnasında adet kramplarına benzer ağrılar olabilir.

– Tedavi başarısız olabilir.

Kriyoterapi sonrası

Kriyoterapi işleminden sonra üç ya da dört hafta boyunca sulu bir akıntı görülebilir. Bu akıntı, ölü hücreler atıldığı için meydana gelmektedir, bu yüzden de kokuludur. Bu süre içinde rahim ağzı travmalara ve enfeksiyonlara açık halde olduğundan cinsel ilişkiye ara verilmesi, tampon kullanılmaması, havuza,hamama ve jakuziye girilmemesi çok önemlidir.

İşlemin yapılmasından üç ay sonra pap smear testi yapılması gereklidir. Bu ilk üç ay boyunca hücresel yenilenme henüz bitmediği için smear almak pek bir şey ifade etmez. Üçüncü ayın sonundaki smear sonuçları normal çıkarsa,bu süreyi takip eden iki yıl içinde her altı ayda bir pap smear testi tekrarlanmalıdır. boyunca her 6 ayda bir smear tekrarı yapılmalıdır. Tekrarlayan lezyonların büyük bir kısmı ilk 2 yıl içinde ortaya çıkar bu nedenle rutin takipler son derece önemlidir ve ihmal edilmemelidir.

Kriyoterapi yapılmaması gereken durumlar

  • Rahim ağzı kanalına doğru birkaç milimetreden daha derin olan lezyonlar.
  • Küretajda hastalık saptanması
  • Hamilelik
  • Probun alanından çok daha büyük lezyonlar
  • Rahim ağzında enfeksiyon
  • Tekrarlayan lezyonlar (LEEP yapılmalıdır)
  • CIN 3 ya da kanser varlığı