Doğum Kontrol Hapı Kullanırken Hamile Kalmak

Gebelikten korunma amaçlı alınan tedbirlerin hiçbiri gebeliği yüzde yüz engelleyemez, bunu garanti edemez. Doğum kontrol hapları yani oral kontraseptifler (OKS)’ler de tıpkı diğer doğum kontrol yöntemlerinde olduğu gibi gebeliği engelleme noktasında yüzde yüz başarıyı ve korunmayı garanti edemez. En etkili doğum kontrol yöntemi olarak bilinen ameliyatla tüplerin bağlanması tercih edilmiş bile olsa zaman zaman bu durumda bile çok nadiren gebe kalmalarla karşılaşılabilmekte, bu kadar garantili görünen bir yöntem uygulamasından sonra bile nadiren de olsa gebelik görülebilmektedir.

Eğer doğum kontrol hapı kullandığı halde gebe kaldığını ifade eden bir hasta söz konusu ise bu gebelik oluşumu, genel olarak hapların düzenli alınmaması ve/veya tabletlerin alımının unutulması durumlara bağlı olarak ortaya çıkmış olabilir. Taşıdığı bu ihtimalden dolayı doğum kontrol haplarının hiç bir şekilde atlanmaması, düzenli bir şekilde alınması çok büyük önem taşır. Bunun yanında, oral kontraseptiflerin yani doğum kontrol haplarının her gün alınmasının yanında, aynı zamanda her gün aynı saatte alınması da gebeliğin önlenmesi noktasında önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Örnek vermek gerekirse, doğum kontrol haplarını yani oral kontraseptiflerin bir gün akşam ertesi gün sabah bir sonraki gece yatarken içmek doğum kontrol haplarının koruyuculuk faktörünün etkisini düşürebilmektedir. Eğer bir kadın doğum kontrol hapı kullandığı halde, adetlerinde gecikme yaşıyorsa gebelikten şüphelenmek olanaklıdır ve böyle bir şüphe oluştuğunda derhal, vakit kaybetmeden hekime danışılmalıdır. Aynı zamanda doğum kontrol hapı kullanırken gebe kaldığını söyleyen kadınların, gebeliklerinin ilerleyen dönemlerinde ya da doğumlarında, doğum kontrol hapına bağlı komplikasyon ya da problemlerle karşılaşılmadığı da ifade edilmelidir.

Doğum kontrol hapının hamilelikle ilişkisi

Doğum kontrol hapları içeriklerinde bulunan yüksek doz östrojen ve progesteron hormonu türevlerinin yarattığı etki sayesinde, yumurtlama yani ovülasyon sürecini geçici olarak durduran ve bu çalışma sistemi ile gebelik oluşumunu engelleyen ilaçlardır. Bu ilaçların mantığı şöyle işler: Doğum kontrol hapları kadının beyninde hipofiz ve hipotalamus bölgelerinden salgılanan ve yumurtalıkları uyarmakla görevli olan hormon salgısını engelleyerek çalışır. Çünkü adet siklusunu oluşturan bu mekanizma, beynin bu adı geçen bölgelerinden salgılanmakta olan hormonların yumurtalıkları uyarması sonucunda oluşur.Oluşan bu döngü içinde yumurtalıklardan salgılanan östrojen hormonu ve ovülasyondan yani yumurtlamadan sonra devreye giren progesteron hormonu beyinden daha fazla hormon salgılanmasını önler. Adet kanaması bittikten sonra yumurtalıklardan hormon salgısı azalır ve beyinden hormon salgısı tekar başlar, ardından da adet döngüsü yeniden devreye girer.

Doğum kontrol haplarının içinde bulunan hormonlar, östrojen ve progesteron hormonlarının türevleridir ve  laboratuvar koşullarında üretilmişlerdir. Bu maddeler de aynen orijinal hormonlar gibi beyinden salgılanan hormon miktarını azaltır. Bu sayede beyin tarafından bu hormonlar yumurtalıklar tarafından salgılanıyormuş gibi algılayarak kendi hormonlarının salgısını durdurur. Yumurtlama fonksiyonu da bu etki ile devre dışı kaldığından gebelik söz konusu olamaz. Yumurtlama yani ovülasyon istisnai bir şekilde ortaya çıkmış olsa bile doğum kontrol haplarının formülünde bulunan ve vücuda yumurtalıkların salgıladığı miktardan görece daha fazla giren progesteron türevi madde sebebiyle, rahim iç tabakası embriyonun yerleşmesine elverişsiz bir hale gelir. Üstelik aynı formül madde, rahim ağzındaki salgıyı da spermlerin geçişine elverişsiz hale getirdiği için gebelik engellenir.

Konuyu özetlemek gerekirse şunu söylemek mümkündür: Ameliyatla tüplerin bağlatılması da dahil olmak üzere, hiçbir doğum kontrol yöntemi gebeliği engellemekte %100 başarıyı garanti edemez. En etkili yöntemlerden biri olan doğum kontrol haplarını düzensiz kullanımı da bu hapların gebelikten koruyucu etkisini azaltabilmektedir.