Bebeğin Cinsiyetini Belirleyen Etkenler

Bir bebeğin cinsiyetini önceden seçmenin mümkün olup olmadığı yüzlerce, belki binlerce yılın getirdiği bir meraktır. Günümüzden çok önceki tarihlerden itibaren başlayarak, hamile kalınmadan önce yapılacak bazı yöntemler ile bebeğin cinsiyetini belirleyebilmenin mümkün olduğu söylenegelmiştir. Hala da bu amaçla halk arasında kullanılan yöntemler vardır. Bu yöntemlerin bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmamış olsa da hala kendilerini uygulama alanı bulabilmektedirler.

Öte yandan bir bebeğin cinsiyetini önceden belirlemek amacıyla yapılan uygulamaların etik yönden de sakıncalı bir durumdur. Çünkü doğanın ve yaradılışın kendi içinde sahip olduğu muazzam ve hassas bir denge sistemi vardır. Bu sisteme yapılan müdahaleler, istenmeyen sonuçlar da verebilir. Ayrıca, anne ve baba olmaya hazırlanan çiftlerin çok büyük bir çoğunluğu kız ya da erkek bebekten ziyade sağlıklı bir bebek arzu etmektedirler. İstatiksel açıdan bu konu araştırıldığında ise dünyaya gözlerini açan bebeklerin kız ve erkek cinsiyetlerine göre dağılımı neredeyse eşittir.

Şunu da söylemek gerekir ki, aşağıda da anlatılanlar söz konusu olmak üzere, bir takım yöntemler uygulayan ve arzu ettiği cinsiyette bir bebeğe sahip olan çiftleriniz yaşadığı sadece bir tesadüftür. Zira denenen tüm yöntemlerde başarılı olma oranı %50’dir: Bebek ya kız olacaktır ya erkek. Dolayısıyla bu tip yöntemleri pek de inandırıcı bulmamakta fayda vardır. Sadece PGT adı verilen ve genetik olan uygulama dışında önceden bebeğin cinsiyetini belirleyebilecek bir yöntem kesinlikle söz konusu değildir.

Cinsiyetin Oluşumu

Erkeği spermi yani üreme hücresi kadının yumurta hücresi ile birleştiğinde gebelik ortaya çıkar. Kadının yumurta hücresi içerisinde bir tek X kromozomu vardır, kadında Y kromozomu mevcut değildir. Erkek spermleri cinsiyet belirlemede aktif olması da bundan dolayı olan hem X hem de Y kromozomlarına sahiptir. Erkeğin sahip olduğu bu X ve Y kromozomları içinde eğer X kromozomuna sahip olan bir sperm hücresi tarafından kadın yumurtası döllenirse, bu iki X’in bir arada olması ve bebeğin de kız olması anlamına gelir. Erkeğin Y kromozomu taşıyan bir sperm hücresi kadının yumurta hücresini döllediğinde ise bir X bir Y (XY)meydana gelir ve bu da bebeğin erkek olması demektir. Bu  da toplumumuzda bilinenin aksine bebeğin cinsiyetinin baba tarafından gönderilen kromozoma göre belirlendiğini ispatlar.

Tıp dünyasına bakıldığında bir bebeğin cinsiyetini belirlemek amacı ile kullanılan tek bir yöntem vardır ve bu yöntem hem kesin hem de son derece gelişmiştir. Prekonsepsiyonel Genetik Tanı yani kısaca PGT tekniğidir. Bu uygulama tüp bebek sürecinde kullanılır ve döllenen embriyodan hücre alınarak hem cinsiyet hem de kromozomal hastalık riskleri gözden geçirilir. Alınan hücrede görülen cinsiyet aile için uygunsa, embriyo rahme yerleştirilir. Ancak bu yöntemin amacı cinsiyet belirlemek değildir, tamamen genetik aktarımlı hastalıkları tespit edebilmek için uygulanır. Zaten dünyanın bir çok ülkesinde hem tıp hem de etik açısından yanlış olan cinsiyet belirleme işlemi yasaktır.

Toplum içinde uygulanan yöntemler

Beslenme ile İlgili Yöntemler
Çok sayıda öneri ve beslenme programı söz konusu olduğu halde hiçbir fayda ve etkisi kanıtlanmış değildir.

Çin Takvimi

Kadının cinsel ilişki yaşadığı yaş ve aya göre cinsiyetin belirlenmesi esasına dayanır. Hiçbir bilimsel yanı yoktur.

Shettles Yöntemi
Bu yöntem Landrum Sheetles adlı bir hekim tarafında ortaya çıkarılmıştır “Y kromozomunun X kromozomundan hızlı olması ve ömrünün  kısa olması” mantığına dayanır. Buna göre,  kadın yumurtlamadan çok kısa süre önce veya hemen sonra cinsel ilişki gerçekleşirse bebeğin erkek olma olasılığı yüksektir. Ancak kadının yumurtlamasından önceki 2 veya 4 gün önce cinsel ilişki olursa, büyük ihtimalle bebek kız olacaktır. Yumurtlama anını belirlemek vücut ısısını düzenli olarak her gün ölçmekle ya da servikal mukus değişimlerini izlemekle olabileceği gibi son dönemlerde piyasaya sürülen ovülasyon yan yumurtlama testlerini kullanmak da mümkündür.